Vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin bir ülkede bulunma, yaşama ve çalışma gibi durumlarını düzenleyen hukuk dalına Yabancılar Hukuku denir. Bu alan, hem bireylerin temel hak ve özgürlüklerini hem de devletin egemenlik yetkileri çerçevesinde uygulayabileceği sınırları kapsar.
Modern hukuk sistemlerinde devletin bireyler üzerindeki yetkisi, temel haklarla sınırlandırılmıştır. Ancak bu sınırlamalar, çoğunlukla vatandaşlar için geçerlidir. Vatandaş olmayan kişiler, yani yabancılar için devletlerin daha geniş bir takdir yetkisi bulunur. Bu alan, zamanla uluslararası sözleşmelerle evrensel bir boyut kazanmış ve devletler, yabancılarla ilgili uygulamalarını bu sözleşmelere uygun hale getirmek zorunda kalmıştır.
Yabancılar, uluslararası belgelerle güvence altına alınmış temel haklara sahiptir. Ancak bazı haklar sadece vatandaşlara tanınır. Örneğin:
Bu farklılıklar, devletin iç egemenliği ilkesine dayanmakta olup her ülke yabancılara yönelik kuralları kendi çıkar ve kamu düzenine göre belirlemektedir.
Yabancı bir ülkede alınan mahkeme kararının Türkiye’de geçerli olabilmesi için tanıma veya tenfiz davası açılması gerekir. Tanıma kararı, yabancı ilamın Türkiye'de kesin hüküm etkisi doğurmasını; tenfiz kararı ise icra kabiliyeti kazanmasını sağlar.
Bu kararlar, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’a göre belirli şartlara bağlıdır. En önemli şartlardan biri, karşılıklılık ilkesidir.
Yurtdışında boşanan kişilerin Türkiye'de de boşanmış sayılmaları için tanıma-tenfiz davası açmaları gerekir. Eğer bu dava açılmazsa, kişi Türkiye'de hâlâ evli olarak görünür. Sadece mahkeme kararları geçerli sayılır; belediye veya diğer idari kurum kararlarıyla boşanma tanınmaz.
Yabancılar Hukuku, ulusal ve uluslararası düzenlemelerin iç içe geçtiği, uzmanlık gerektiren bir alandır. Ofisimizde bu alana özel uzmanlığa sahip avukatlarımız, güncel mevzuata ve uluslararası sözleşmelere hâkim şekilde danışmanlık ve dava hizmetleri sunmaktadır.